Ankara Filistin Dostları Platformu Annelerinden İsrail’e “Dur” çağrısı, Birleşmiş Milletler’e “Açılış” çağrısı
Ankara Filistin Dostları Platformu Anneleri, “Suçları, katliamları, soykırımı ve vahşeti durdurmayan, gerekli yaptırım kararlarını almayan Birleşmiş Milletler ve UNICEF’i protesto ediyor, dünya halklarına ve devletlerine çağrıda bulunuyoruz” dedi. soykırımı sona erdirmek için inisiyatif almak.”
Ankara Filistin Dostları Platformu Anneleri, Birleşmiş Milletler ve UNICEF Ankara Ofisi önünde basın açıklaması yaptı. Platform adına açıklama yapan Avukat Elif Yurtoğlu, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarına karşı Birleşmiş Milletler ve UNICEF’in sessiz kaldığını ve bu durumu kınadıklarını belirterek, BM ve UNICEF’i inisiyatif almaya davet etti.
“Birleşmiş Milletler’in daimi üyelerinin sahip olduğu veto yetkisi, adalet ve çoğulculuk ilkesiyle bağdaşmamaktadır.”
Birleşmiş Milletler’in daimi üyesi olan 5 ülkenin veto yetkisinin adalet ilkesiyle bağdaşmadığını belirten Elif Yurtoğlu, “İsrail’in Gazzeli kadın ve çocuklara yönelik uyguladığı soykırımın durdurulmasını istiyoruz. Alınan kararlar Birleşmiş Milletler (BM) Güvenlik Konseyi tarafından uluslararası barış ve güvenliğin korunması amacıyla devletlerin bağlayıcılığı vardır ve Güvenlik Konseyi bu kararlara uyulmaması durumunda yaptırım uygulama yetkisine sahiptir. 5 daimi üyenin veto yetkisi vardır, 15 ülke ile birlikte karar almakta, geri kalan 178 üye ülke ise bu kararları Genel Kurul’da 193 uygulamak zorundadır.Üye devletin katıldığı kararların tavsiye niteliğinde olması, kararların tavsiye niteliğinde olması engel teşkil etmektedir. BM’nin uluslararası hukuk ve düzeni korumasından BM’nin daimi üyelerinin sahip olduğu veto yetkisi, adalet ve çoğulculuk ilkesiyle bağdaşmamaktadır. Bu aynı zamanda devletlerin eşitliği unsuruna da aykırıdır. Yönetim Kurulu üyeleri veto yetkilerini kullanabilir veya kullanmakla tehdit ederek Kurulun gündemini belirleyebilir, kendi istek ve çıkarları doğrultusunda kararlar alabilir, kendilerine uygun olmayan kararları engelleyebilirler. 1946-2021 yılları arasında Güvenlik Konseyi’nde Filistin ve İsrail’e ilişkin 211 karar, beş daimi üye tarafından veto edildi. Son olarak Rusya’nın Gazze’de ‘insani ateşkes’ çağrısı yapan karar taslağı ABD, İngiltere, Fransa ve Japonya’nın ‘hayır’ oyu ile reddedilmişti. Bırakın güvenlik kurulu üyelerini, tüm dünya bir tarafta. BM kararlarında ve uygulamalarında tek bir ülkenin bile belirleyici ağırlığa sahip olması adil değil. Bu durum dünyada barışı değil savaşı doğurur. Dünyaya refah değil, baskı getirir. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin 5 daimi üyesinin Birleşmiş Milletler’i etkisiz hale getirmesi insan vicdanının kabul edebileceği bir durum değildir. Daha adil, daha etkili ve hesap verebilir bir Güvenlik Konseyi’nin kurulması sağlanmalıdır. BM Şartı’nda Güvenlik Konseyi kararlarının üye devletler açısından bağlayıcı olduğu belirtilse de İsrail, 1948’den 2016’ya kadar Güvenlik Konseyi’nin aldığı 62 karara uymadı. İsrail’in Batı Şeria, Doğu Kudüs, Gazze ve Sina Yarımadası’nı işgalinin ardından Mısır ve Suriye’deki Golan Tepeleri, 1967 yılında Birleşmiş Milletler’in 242 sayılı kararıyla işgal altındaki topraklardan çekilmesi gerekmişti. ‘İşgalci ülke’ konumunda olan İsrail, bu topraklardan çekilmedi. “Uluslararası hukuka göre herhangi bir devletin, bir devletin veya topluluğun topraklarını askeri güçle veya askeri güç tehdidiyle işgal etmesi kabul edilemez” dedi.
“İsrail, 7 Ekim’den bu yana kadınlar, çocuklar, bebekler ve yaşlılar dahil tüm sivilleri katletiyor.”
İsrail’in, ABD’nin koşulsuz desteğini ve BM’nin herhangi bir kararına karşı ABD’nin vetosunu garanti ettiği için bu kararları uygulamadığını iddia eden Yurtoğlu, “İşgal altındaki İsrail, ABD’nin koşulsuz desteğini ve BM’nin herhangi bir kararına karşı ABD’nin vetosunu garanti eder.” İsrail, 7 Ekim’den bu yana kadınlar, çocuklar, bebekler ve yaşlılar dahil tüm sivilleri katletiyor. En korunaklı yerler olması gereken hastaneler ve okullar bile fosfor bombalarıyla vuruluyor. İsrail yıllardır işgal ettiği topraklara sistematik olarak saldırıyor. Uyguladığı hukuk dışı ve orantısız güç, toplu katliam ve soykırıma dönüştü. Uluslararası hukuka ve insan haklarını koruyan birçok uluslararası anlaşmaya rağmen Gazze’de fiziksel, zihinsel ve ruhsal olarak en çok zarar görenler temiz çocuklar ve kadınlar oluyor. İsrail, BM İnsan Hakları Bildirgesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi, Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi gibi birçok uluslararası anlaşmaya taraf olmasına rağmen , İşkenceyle Mücadele Sözleşmesi ve Her Türlü Irk Ayrımcılığının Ortadan Kaldırılmasına İlişkin Sözleşme dünyanın gözü önünde. Gazze’de savaş suçları, insanlığa karşı suçlar ve soykırım işleniyor. Birleşmiş Milletler ve UNICEF işlenen tüm suçların suç ortağıdır. Çocuklar dünyanın her yerinde çocuktur. Her zaman ve her koşulda korunmalıdır. “7 Ekim’den bu yana Gazze’de günde 100’den fazla çocuk ve her 15 dakikada bir çocuk hayatını kaybetti, uluslararası toplum bu vahşet ve zulmü izlemekle yetiniyor” dedi.
“En masum insanların vahşice öldürülmesini engellemeyecekse bu Birleşmiş Milletler veya UNICEF neden var?”
Birleşmiş Milletler ve UNICEF’i inisiyatif almaya davet eden Platform anneleri temsilcisi Elif Yurtoğlu, şunları söyledi:
“Filistin Sağlık Bakanlığı’nın açıklamasına göre, İsrail’in Gazze’ye yönelik saldırılarında son 24 saatte 182’si çocuk 436 Filistinli hayatını kaybetti. Ölenlerin sayısı 5 bin 87’ye çıktı. Ölenlerden, 2 bin 55’i çocuk, 1119’u çocuk.” kadınlar. Yaralı sayısı 15 bin 273’e ulaştı. 830 çocuk hâlâ enkaz altında. Gazze’de en temel insani ihtiyaçlar bile karşılanamıyor. Açık hava hapishanelerinde işkence altında yaşayan yaklaşık 2 milyon kişiden 600 bini evlerini terk etmek zorunda kaldı. Gazze’de Elektrik Gazze’de su yok, Gazze’de ekmek yok. Temiz hava yok. Sürekli bombalar atılıyor, katliam oluyor, soykırım yapılıyor. Artık aileler, çocuklarının vurulması durumunda çabuk tanınabilmesi için isimlerini bileklerine yazıyor. Gazze’de çocuklar ölüyor. Gazze’de bebekler ölüyor. Gazze’de kadınlar ölüyor. Gazze’de merhamet ölüyor, Gazze’de vicdan ölüyor, Gazze’de insanlık ölüyor. Eğer katliamları, soykırımları engellemiyorsa bu Birleşmiş Milletler neden var? Bebeklerin, çocukların, kadınların, en saf insanların vahşice öldürülmesini engellemiyorsa, bu Birleşmiş Milletler, bu UNICEF neden var? Neye ve kime hizmet ediyorlar? Açıkladıkları hedeflere ulaşamıyorlarsa kendilerini feshetmeli ve kapılarını kilitlemelidirler. Yapılan hataları, katliamı, soykırımı ve vahşeti durdurmayan, gerekli yaptırım kararlarını almayan Birleşmiş Milletler ve UNICEF’i protesto ediyoruz. Dünya halklarını ve devletlerini soykırımın sona erdirilmesi için inisiyatif almaya çağırıyoruz.” – ANKARA